Beni Takip Edin !

FilistincocukhSağdaki fotoğraf İsrailli bir askerin instagram sayfasına yüklediği bir fotoğraf. Mor Ostrovski’in bu fotoğrafında bir silahın dürbününde kafasına nişan alınmış bir Filistinli çocuk görüntüsü mevcut. Ostrovski gelen tepkiler üzerine instagram hesabını kapatıp fotoğrafı da siliyor.  Neyse ki electronicintifada.net sitesi fotoğrafın kopyasını ve yüklendiği instagram sayfasının ekran görüntüsünü alıyor.[1] Fakat çarpıcı olan bu davranışın Filistinli çocuklar söz konusu olduğunda bir istisnayı teşkil etmemesidir. İsrailli bir sivil toplum kuruluşu olan Breaking the Silence (Sessizliği Bozmak) örgütünün 2006-7 yıllarında Nablus’ta görev yapan İsrailli askerlerle yaptığı mülakatta benzer söylemlerle karşılaşmak mümkün. İsrailli bir başçavuş ile yapılan mülakat bu noktada bir hayli çarpıcı;

“-Plastik mermileri askeri aracın içinden mi ateşliyorsunuz?

-Mazgal deliğinden ateşleyebilirsin

-Nereyi hedefliyorsunuz? Bazı çocukları rasgele mi seçiyorsunuz?

-Evet, birini seç ve bedenini hedefle

-Bedenini?

-Tam orta yerini

-10 metre mesafeden mi tam orta yerini?

-Bir seferinde bir çocuğu yere indirdiğimizi hatırlıyorum. Onu öldürmedik ama birisi çocuğu tam göğsünden vurdu ve çocuk yere düştü, büyük olasılıkla da bilincini kaybetti, ya da en azından kaybetmiş gibiydi.”[2]

Temmuz ayında başlayan ve Ağustos 2014’e sarkan İsrail’in Gazze işgali sırasında çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Üstelik birçok uluslararası kuruluş söz konusu işgal sırasında 450’nin üzerinde çocuğun İsrail askerleri tarafından kasıtlı olarak öldürüldüFilistincocukğünü duyurdular.[3] 2000’li yıllarda 2001-2005 arası İkinci İntifada’nın yaşandığı tarihlerde 131 İsrailli çocuk Filistinli militanların yaptığı intihar eylemleri nedeniyle hayatını kaybetmiş, fakat İkinci İntifada’nın sona ermesiyle İsrailli çocukların ölümünde ciddi bir azalma yaşanmıştır. 2005-2014 arası dönemde 10 İsrailli çocuk Filistin tarafından gelen saldırılarda hayatını kaybetmiştir. Fakat buna karşılık Filistinli çocukların ölümü artarak devam etmiştir. Örneğin 2009 yılında İsrail saldırıları sırasında 295 Filistinli çocuk hayatını kaybederken son Gazze işgali sırasında da 467 Filistinli çocuk öldürülmüştür.

Bu çarpıcı ve rahatsız edici söylemler ve “istatistiklere” rağmen, Filistinli çocuklar neden ölmeye devam ediyor? Bu sorunun kendime göre cevabına geçmeden belirtmem gerekirse aynı soruyu ve hatta az sonra yapacağım aynı analizi Batı-dışı dünyanın başka yerinde yaşanan çocuk katliamları için de tekrarlayabiliriz. Dolayısıyla cevabın ipuçlarını da vermiş oldum ve bana göre Filistinli çocukların bu şekilde aleni olarak öldürülmeleri ve bunun karşısında takınılan “rahatsız edici” suskunluk daha büyük bir söylemin yani yeni-sömürgeci dünyadaki hâkim dilin içine yerleştirildiğinde anlaşılabilirdir. Bunun için her şeyden önce yeni sömürgeci dünyanın imparatoru Amerika Birleşik Devletleri’nin Filistinli çocuklara nasıl baktığını anlamakta fayda var.

Columbia Üniversitesi’nde Modern Arap Siyaseti ve Entelektüel Tarihi Profesörü olan Joseph Massad 30 Mayıs 2011’de kaleme aldığı bir yazıda Obama’nın İsrailli ve Filistinli çocuklar karşısındaki ikircikli tavrına işaret etmişti. Massad’a göre İsrailli çocuklara yönelik üzüntüsünü bütün açık yürekliliği ile ortaya koyan Obama söz konusu Filistinli çocuklar olunca derin bir suskunluğa gömülmekteydi. Örneğin Obama İsrailli çocuklar için şunları söyleyebiliyordu: “yataklarında uyuyan çocuklara roket fırlatmak ya da otobüsteki yaşlı kadını havaya uçurmak ne bir güç ne de bir cesaret göstergesidir”. Obama başka bir vesileyle de şunları söylemişti: “On yıllardır, Araplar ve İsrailliler arasındaki çatışma bölgenin üzerinde bir gölge gibi duruyor. İsrailliler için bu durum çocuklarının bir otobüste havaya uçurulacağı ya da evlerinde roketlerle vurulacakları korkusunun yanı sıra bölgedeki diğer çocuklara kendilerine yönelik nefretin aşılandığını bilmenin acısıyla yaşamak anlamına gelmektedir. Filistinliler için ise bu işgalin çilesini çekmek ve kendi devletlerinde hiçbir zaman yaşayamamak anlamına gelmektedir.”[4]

Obama’nın İsrailli ve Filistinli çocuklar söz konusu olduğunda her defasında açık ettiği bu ikili tutum Batı’nın Doğu söz konusu olduğunda takındığı egemen dildeki Doğulu çocukların aslında Batı’daki çocuklarla aynı olmadıkları yönündeki genel temsilin bir uzantısıdır. Tam da bu nedenle Obama kendi çocukları ile İsrailli çocuklar arasında bir benzerlik kurarken bunun aynısını Filistinli çocuklar hakkında yapmaz. 2008’in ortasında İsrail ve Filistinliler arasında Batı Şeria’da gerginliğin arttığı bir ortamda Obama aynen şunları söylemişti: “şayet birileri gece iki kız çocuğumun uyuduğu evimize roketlerle saldırıda bulunsa bunu durdurmak için elimden gelen her şeyi yaparım. İsraillilerin de aynı şeyi yaptığını düşünüyorum”.[5] Hamid Dabashi Obama’nın bu yorumundan hareketle haklı olarak, çocuk çocuksa şayet, nasıl oluyor da Obama İsrailli çocuklarla kendi kız çocuklarını karşılaştırabilirken Filistinli çocuklar söz konusu olduğunda bunu yapamıyor sorusunu soruyor.[6] Üstelik Obama Amerikalı hatta Afro-Amerikalı olmasına rağmen nasıl oluyor da İsrailli çocuklar ile bu şekilde bir yakınlık kurabilirken Filistinli çocuklara aynı yakınlığı gösteremiyor?

Dabashi’nin ve daha öncesinde Massad’ın bu sorulara verdiği cevap aynı. Her ikisine göre de, bunun açıklaması İsrail’in Batı dünyasının bir parçası, Filistin’in de Batı-dışı dünyanın parçası olmasında yatıyor.[7] Hatta bu görme biçimi Batı’nın Batı dışı dünyayı uzun süredir içine hapsettiği sömürgeci/oryantalist geleneğin de bir uzantısı ve tekrarıdır. Bu görme biçimi öylesine güçlüdür ki, Batı-dışı dünyadaki çocuklar ayrı bir kategori olarak çocuk değil aksine Batı-dışı dünyanın tek tip özneleridir. Dolayısıyla Batı-dışı bir yetişkine davranıldığı gibi Batı-dışı bir çocuğa da davranılabilir. Çarpıcı bir örnek olması nedeniyle örneğin, Amerikan Psikanaliz dergisinde yayımlanan bir makalede aynen şöyle bir cümle geçmektedir: “Müslüman kültürde katı kurallara, bağımsız bir sorgulama olmaksızın, hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından uyulur”.[8] Görüldüğü gibi doğu söz konusu olduğunda çocuk ve yetişkin arasındaki davranış aynılaşabilir. Tam da bu nedenle Filistinli çocuk sadece Doğulu olması nedeniyle dışlanmaz aynı zaman da çocuk olamaması nedeniyle bir kez daha dışlanır.

Kritik soru şu: peki bu durumda Filistinli çocuklar ölmeye devam mı etmeli?

 


[1] “Israeli soldier posts disturbing Instagram photo of child in crosshairs of his rifle” electronicintifada.net, February 15, 2013

[2] Breaking the Silence, “Children and Youth: Soldiers’ Testimonies 2005-2011”, breakingthesilence.org.il , 2011, Jerusalem, s. 11

[3] Çatışmalar henüz devam ederken Temmuz ayının sonunda UNICEF yayınladığı bir raporda İsrail’in 264 çocuğu bilinçli bir şekilde öldürdüğünü duyurdu. “UNICEF: Israel deliberately killed 264 Palestinian children in Gaza”, Middle East Monitor, middleeastmonitor.com, August 1, 2014; Ayrıca bkz. “Revealed: the Palestinian children killed by Israeli forces” The Telegraph, 22 July, 2014

[4] “Obama’s Mideast Speech”, The New York Times, May 19, 2011

[5] “Obama’s Speech in Sderot, Israel”, The New York Times, July 23, 2008

[6] Hamid Dabashi, The Arab Spring: The End of Postcolonialism, London: Zed Books, 2012, s. 42

[7] Dabashi, a.g.e., s. 43

[8] Ronald Turco, “Commentary on Khalid and Olsson’s ‘suicide bombing: a psychodynamic view’”, Journal of the American Academy of Psychoanalysis, 34, 2009, s. 532

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.